TÜRKÇE
استعيذ بالله بسم الله الرحمن الرحيم: اَلَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ فِي السَّرَّٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَالْكَاظِم۪ينَ الْغَيْظَ وَالْعَاف۪ينَ عَنِ النَّاسِۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَۚ
قال رسول الله {صلعم}: إن المؤمنَ لَيُدْرِكُ بحُسْنِ خُلُقِه درجةَ الصائمِ القائمِ
Muhterem Mü’minler,
Hutbemiz AHLAK-I HAMÎDE (GÜZEL AHLAK) hakkındadır.
İnsanların, Allah (c.c.)’nun rızasına muvafık bir hayat yaşayıp dünya ve ahirette saadet ve selamete kavuşmaları için gönderilen Din-i Celil-i İslam; iman, amel ve ihlâs olmak üzere üç cüzden mürekkeptir.
Bu cüzlerin kendisinde tahakkuk ettiği bir insanın sahip olacağı mühim hususiyetlerden biri de güzel ahlaktır. Ahlâk-ı hamîde sebebiyle insanın elde edeceği iyi haller, kazanacağı güzellikler, yapacağı güzel fiiller sayılamayacak kadar çoktur. Çünkü ahlakını güzelleştiren bir insandan sadır olan fiiller de elbette güzel olur. Mesela güzel ahlak sahibi Mü’minlerin, bu hususiyetleri sebebiyle elde edecekleri bazı güzel meziyetler, Âl-i İmran Suresi’nde şöyle ifade olunmaktadır: “O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik sahibi olanları sever.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) her hususta olduğu gibi, ahlakının güzelliği hususunda da insanların en mükemmeli idi. Onun ahlakı hakkında Kalem Suresi’nde şöyle buyruluyor: “Ve sen elbette büyük bir ahlak üzeresin”
Rasül-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizin, bu güzel ahlakının Mü’minler üzerindeki tezahürleri de başka bir âyet-i kerîmede şöyle ifade olunuyor: “Kasem olsun ki, size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, ancak Mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.”[1]
Hz. Aişe (r.anhâ) Validemiz, kendisine Rasülüllah (s.a.v.) Efendimiz’in ahlakı sorulunca, soran zata hitaben “Sen Kur’ân okumuyor musun? Onun ahlakı Kur’ân idi.”[2] buyurmuşlardır.
Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: “Ben Rasülüllah (s.a.v.)’in elinden daha yumuşak ne bir atlasa ne de bir ipeğe dokundum. Rasülüllah’ın kokusundan daha güzel bir râiha koklamadım. Tam on sene O’na hizmet ettim; bana asla ‘öf’ bile demedi. Yaptığım bir şey için ‘bunu niye böyle yaptın’ demediği gibi; yapmadığım bir şey sebebiyle de ‘niye şöyle yapmadın’ demedi.”[3]
Böylesine mükemmel bir ahlaka sahip olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.) birçok Hadis-i Şerif’leriyle güzel ahlakın ehemmiyetini ve kazandıracağı dereceleri ifade buyurmuşlardır.
Abdullah İbn-i Amr (r.a.) Hz. şöyle rivayet ediyor: “Rasülüllah (s.a.v.)’in sözlerinde ve hareketlerinde hiçbir çirkinlik bulunmadığı gibi çirkin olan hiçbir şeye de özenmez ve ‘Sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır’ buyururdu.”[4]
Başka bir hadîs-i şerîfte de “Kıyamet gününde Mü’min kulun terazisinde güzel ahlaktan daha ağır bir şey olmaz. Allah (c.c.) çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseye buğzeder.”[5], buyrulmuştur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e insanların cennete girmelerine en çok hangi amelin sebep olacağı sual edilince “Takvâ ve güzel ahlak” diye cevap vermişler[6] ve “Mü’min güzel ahlakı sebebiyle gündüzleri oruç tutan geceleri namaz kılan insanların derecesine ulaşır.”[7] buyurmuşlardır.
Netice olarak ahlak-ı hamide ile ahlaklanmak ve kâmil manada Mü’min olabilmek, “Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim”[8], buyuran Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sünnetine sarılmak ve Rasülüllah Efendimiz’in varislerinin himayesine girmekle mümkündür.
[1] Tevbe Suresi, ayet 128
[2] Sahih-i Müslim, cild 1, sayfa 513, hadis 139
[3] Sahîh-i Buhârî, cild 3, sayfa 1306, hadis 3368
[4] Sahîh-i Buhârî, Menâkıb 23; Sahîh-i Müslim, Fezâil 68
[5] Sünen-i Tirmizî, Birr 61
[6] Sünen-i Tirmizî, Birr 62; Sünen-i İbn-i Mâce, Zühd 29
[7] Sünen-i Ebî Dâvûd
[8] El-Câmiu’s-Sahîh (İmam-ı Suyûtî), cild 1, sayfa 206
日本語
استعيذ بالله بسم الله الرحمن الرحيم: اَلَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ فِي السَّرَّٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَالْكَاظِم۪ينَ الْغَيْظَ وَالْعَاف۪ينَ عَنِ النَّاسِۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَۚ
قال رسول الله {صلعم}: إن المؤمنَ لَيُدْرِكُ بحُسْنِ خُلُقِه درجةَ الصائمِ القائمِ
ムスリムの皆様、
今週のホトバは、AHLAK-I HAMÎDE(美徳)についてです。
人々が、アッラー(c.c.)の喜びにかなった生活を送り、現世と来世で幸福と平安を得るために送られたイスラムは、信仰、行い、誠実さの三つの部分から成り立っています。
これらの部分が実現した人が持つ重要な特性の一つは、美徳です。美徳によって人が得る良い性質、獲得する美しさ、行う美しい行為は数え切れないほど多くあります。なぜなら、道徳を美しくする人から生じる行為も当然美しいからです。例えば、美しい道徳を持つ信者たちが、この特性によって得るいくつかの美しい特質は、スーラ・アール・イ・イムランで次のように表現されています。「ALLAH swtを畏れる者たち、豊かさの中でも貧しさの中でもALLAHのために施しをし、怒りを抑え、人々を許す者たち。ALLAHは善行をする者たちを愛されます。」
RASULULLAH(s.a.v.)は、あらゆる面において、特にその美徳において、最も完璧な人でした。彼の美徳について、スーラ・カーレムでは次のように述べられています。「そしてあなたは確かに偉大な美徳の上にいます。」
ラズール・イ・エクレム(s.a.v.)のこの美しい美徳が信者たちに現れる様子は、別の聖句でも次のように表現されています。「誓って言いますが、あなた方の中から、あなた方の苦しみが非常に重く感じられる預言者が来ました。彼はあなた方に非常に思いやりを持ち、信者たちに対して非常に慈悲深く、情け深いのです。」
ハズラット・アイシャ(r.anhâ)は、RASULULLAH (s.a.v.)の美徳について尋ねられたとき、尋ねた人に「あなたはコーランを読んでいませんか?彼の美徳はコーランそのものでした。」とお答えになりました。
ハズラット・エネス(r.a.)は次のように語っています。「私はRASULULLAH(s.a.v.)の手に触れたことがあるが、それよりも柔らかい布や絹には触れたことがありません。RASULULLAHの香りよりも美しい香りを嗅いだことがありません。私は彼に10年間仕えましたが、彼は私に一度も『ふん』と言ったことがありません。私が何かをしたときに『なぜこうしたのか』と言わなかったし、何かをしなかったときに『なぜそうしなかったのか』とも言いませんでした。」
このように完璧な美徳を持つRASULULLAH(s.a.v.)は、多くのハディースを通じて美徳の重要性とそれがもたらす地位について述べられました。
アブドゥッラー・イブン・アムル(r.a.)は次のように伝えています。「RASULULLAH (s.a.v.)の言葉や行動には一切の醜さがなく、醜いものに対しても決して憧れを抱かず、『あなた方の中で最も善い者は、最も美しい道徳を持つ者です』とおっしゃいました。」
別のハディースでは「復活の日に信者の天秤において、美徳よりも重いものはありません。アッラー(c.c.)は醜い行動をする者、醜い言葉を言う者を嫌われます。」と述べられています。
結論として、美徳を身につけ、完全な信者となるためには、「私は美徳を完成させるために送られた」とおっしゃったRASULULLAH(s.a.v.)のスンナに従い、RASULULLAH(s.a.v.)の後継者たちの保護を受けることが必要です。


